Hayatı öğrenme ve gelecek sıkıntı ve zararları hafif atlatma veyahut bu sıkıntıları daha fazla yaşama konusunda İnsanların iki farklı anlayışa sahip olduğunu tespit edeli uzun yıllar oldu. Ancak bu tespiti okurlarla paylaşmak yeni nasip oldu.

Bugün insanların her alanda yaşananı sıkıntıları ve zorlukları kolay atlatamamalarının sebebinin maalesef ikinci kısımdaki anlayışa insanların sayısının gittikçe artmasından kaynaklanmakta olduğunu üzülerek ifade ediyorum.

Belki bu tespiti birçok kişi yapmıştır ama eskilere hatırlatmak, gençliğe de aktarmak babından paylaşmaya karar verdim.

Dedik ki hayatı öğrenme ve gelecek sıkıntıları hafif atlatma yada aksine daha sıkıntılı bir şekilde yaşama noktasında insan anlayışının ikiye ayrılıyor. Birinci kısım geçmişte tecrübe edinmiş kişilerin anlattıklarından ders çıkararak hayatı planlayanlar, ikincisi kısım ise yaşayarak öğrenenler.

Konuyu biraz daha açacak olursak birinci kısım geçmişte tecrübe edinmiş kişilerin anlattıklarından ders çıkararak tarihin tekerrür ettiğini göz önünde bulundurup hayatın gelecekte getireceği sıkıntıları tahmin ederek gerekli tedbirleri alma yolunu tercih edenleri kapsıyor. Bu kişiler hayatlarının ileriki safhalarında karşılaşacakları sıkıntı ve zorlukları aldıkları tedbirlerle hafif atlatırlar ve az zarara durumu kurtarırlar.

İkinci kısım ise tecrübe ve öğütlere aldırış etmeyen en akıllı olarak kendilerini gören, hayatı zevk, sefa ve lüks yaşantı ile isimlerinin önüne ekleyecekleri sıfattan ibaret görerek akıllarını yormadan her şeyin kendi istedikleri gibi olacağını zannederek günü birlik yaşayan umarsız yaşayanları kapsıyor. Bu tür kişiler ise sıkıntı ve zorluklar karşısında tedbir almadan günü birlik yaşadıkları için karşılaştıkları zorluk ve sıkıntıları aşmakta bir hayli zorlanıp içinden çıkamayacak duruma düşer ya kendileri dağılıp gittiği gibi etraflarına da zarar verirler yada beğenmedikleri akıllardan akıl alma yoluna giderek işin içinden çıkmaya çalışırlar.

Fakat bu kişilerin bir yönü daha vardır ki buda içinde bulundukları zorluktan zararla çıksalar dahi yine ders almamalarıdır. Zannederler ki bu sıkıntı ve zorluk bitti, bir daha yaşanmayacak anlayışıdır. İşin en acı ve tehlikeli kısmı buradır. Anlatılan ve yaşananlardan ders almadan yine ben bilirim, ben ne dersem ve nasıl istersem o olur mantığında hareket etmeye devam ederler.

Sonuç olarak insanların kıssadan hisse alınmadığı için yaşanan sıkıntı ve zorlukların tekerrür ettiğinin farkına varmaları ve gerekli tedbirleri alarak, ben nasıl istersem öyle olur, hayatı zevki sefa içerisinde götürürüm nasılsa anlayışı ile günü birlik yaşamaktan vaz geçmeleri gerekir. Aksi takdirde yaşanan sıkıntı ve zorluklar sadece kendilerine değil çevrelerini de zorda ve sıkıntıda bırakmaya devam edecektir.